Eski Hakem Metin Tokat, nisan ayında yapılması beklenen Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği (TFFHGD) 14. Genel Kurulu öncesinde Genel Başkanlığa aday olduğunu açıkladı.
Adaylık süreci, projeleri ve hakkında ortaya atılan bazı iddialarla ilgili Demirören Haber Ajansı’na (DHA) açıklamalar yapan Metin Tokat, “Türkiye’nin 81 ilinde yapısal sürecini tamamlamış ve binlerce üyesi ile çok önemli bir sivil toplum kuruluşu olan derneğimiz, Şubat ayı itibariyle tüm şubelerinde şube seçimlerini sorunsuz ve camiaya yakışır düzeyde birlik beraberlik içerisinde tamamlamıştır. Aynı şekilde şubelerden seçilen delegelerimiz de yeni genel başkanı seçmek için Nisan ayında Ankara’da bir araya gelerek demokratik, şeffaf ve hakemlik adaletine yakışır düzeyde bir serüvenin son virajında görev alacaklardır” dedi.
“ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERİYORLAR”
Son dönemdeki gerek saha çalışmaları ve gerekse basın, sosyal medya aracılığı ile bazı kirli bilgilerin yayıldığını gördüklerine dikkat çeken Metin Tokat, şu ifadelere yer verdi:
“Fakat görmekteyiz. Mevcut Genel Başkan veya onun adına hareket eden kişiler tarafından adaylığıma halel getirmek maksadı taşıyan kara propagandalar yapılmakta, basına servis edilen ve hayal ürünü olduğu apaçık ortada olan iddiaların gündeme getirilmektedir. Korku ve panikle, 9 yıla yaklaşan 3 dönemlik yönetim sürecinin örtbas edilen yanlışlarının açığa çıkacağı korkusuyla gerçek olmayan iddialar ortaya atılmaktadır. Genel Başkanlık adaylık hakkım için gerekli belge olan onaylı hazirun listesinin altında imzası olanların, aday olamayacağım yönündeki söylenti yayma gayretleri, kendi imzalarını inkar niteliğinde olup hukuki kaideleri hiçe sayan bir kaos yaratma gayretinin ötesine geçemeyecektir. Seçilemedikleri ve destekledikleri adayların seçim kaybettiği bazı şubeler için ‘Çamur at izi kalsın’ gayesiyle yapılan bu tür yanlış ve izahtan vareste stratejilerini de şaşkınlık ve üzüntüyle takip etmekteyiz.
Vaktiyle bir genel başkan adayını sebepsiz ve dayanaktan bir yoksun şekilde ‘sırf aday oldu diye’ dernekten ihraç etmeye çalışan, bir başka dönemde Genel Başkan adayına Genel Kurulda söz vermekten dahi korkan, her türlü farklı görüşe tahammülü olmayan ve dernek disiplin kurulunu üyelerine bir ‘aba altından sopa gösterme’ mekanizması olarak kullanmaya çalışan, aynı tonda olmayan başka seslere kulak kapatan ve miadını tamamlamış, koltuk sevdasını aşamamış bu zihniyetin ‘gerek gövdesiyle, gerek de dalı budağıyla’ artık son bulması gerekliliği, tüm paydaşlarca gözler önündedir.”
