Bartın’ın Amasra ilçesinde 43 madencinin yaşamını yitirdiği, dokuz işçinin ise yaralandığı TTK Amasra Müessesesi’ndeki faciaya ilişkin 4’ü tutuklu toplam 23 sanığın sanığın yargılandığı davanın 9’uncu duruşması, Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma, bilirkişi ek raporu ve Enerji Bakanlığı Teftiş Kurulu raporunun dosyaya eklenmesinin bildirilmesiyle başladı.
‘BU RAPOR İLE SONUCA GİDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL’
Duruşmada ilk olarak Avukat Melike Polat söz aldı. Polat, Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan 5 sayfalık bilirkişi ek raporu hakkında şunları söyledi:
”Rapor yeni bir şey söylemiyor ve önceki dediklerini tekrardan ibaret kalıyor, sadece 5 sayfadan ibaret. Bu rapor bizce araştırılması gereken yeni hususlar olduğu kanaatini oluşturdu. Teftiş Kurulu raporu çok daha detaylıyken bilirkişi raporu teknik konularda dahi söz söylemiyor. Keşif hususunda uzmanlıkları doğrultusunda beyanda dahi bulunmamışlar. Bilirkişi heyetinden bir üyenin daha önce Kozlu Katliamında ‘korkunç kaçınılmazlık’ teorisine imza atanlardan olduğunu biliyoruz. Bu kişiye itirazlarımızı da sunmuştuk. Bunun bir rapor olarak kabul edilmesi mümkün değil. Bizim katliama dair gerçek ve ayrıntılı bir rapora ihtiyacımız var. eni bilirkişi heyetinin kurulması ve daha önce mümkün görülen keşfin yapılması gerekmektedir. Bu rapor ile sonuca gidilmesi mümkün değildir.”
‘TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMI GEREKİYOR’
Teftiş Kurulu raporuna da değinen Polat, “Son derece kapsamlı. Ancak, sonuç kısmında kendilerini de korumak adına aylıktan kesme cezası gibi komik cezalar ile konuyu kapatmışlar. Tüm rapor sanıkların kastını daha da öne çıkarıyor. Teftiş Kurulu raporu ve mahkemede toplanan deliller taksirle yargılanan bazı kişilerin olası kast ile yargılanması gereğine de işaret ediyor. Bu noktada tutukluluk hallerinin de devamı gerekiyor.” talebinde bulundu.
‘SORUMLULUĞU ÜSTÜNDEN ATMAK İSTİYOR’
Polat’ın ardından avukat Derviş Emre Aydın söz aldı. Bilirkişi ek raporunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Aydın, şunları söyledi:
“Bilirkişi ek raporu başlığı atılan bu evrakın böyle kabul edilmesi mümkün değil. Bir an için acaba mahkeme kararını yanlış mı anladılar diye düşünsek de böyle olmadığı yine rapor içeriğinde anlaşılıyor. Biz Soma’da, Ermenek’te 300-400 sayfalık bilirkişi raporları gördük. Bu dosyada teknik değerlendirme son derece zayıfken, hukuki değerlendirme yapmaya girişen bir ek rapor görüyoruz. Bilirkişiler tarafından yapılan hukuki yorum yasak olduğu gibi teknik duruma da uymuyor. İhmali kasıtla öldürme suçunu da değerlendiremiyorlar, zira buna dair bilgileri yok. Hukuki tartışma mahkemede yapılır, bilirkişi heyeti teknik değerlendirme de yapmıyor. Kasten öldürme suçundan dava açıldı. Yargılama sürecinde yeni deliller ile kasıt konusunda elimizdeki veriler de arttı. Ana aspiratörün yetersizliği 2019’de belirtiliyor. Bu noktadan sonra olası kastın ‘öngörü’ unsuru konuşulmaya başlar. Teftiş Kurulu raporunda dinlenen tanık ile metan seviyesinin yüzde 25’lere vardığını görüyoruz. Tanık işçi uyardığı halde çalışma devam etmiş. Bu grizu patlaması sınırının dahi üstünde. Patlama şartlarında çalışmanın devam etmesi sanıkların dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal etmesi değil. Sanıklar, kasten, üretim durmasın diye bu şartlarda üretime devam ediyor. Tanıklar da bunu açıkça beyan ediyor. Keşif yapılması noktasında direnç ve madene su basılma meselesi ATİM’in kötü niyetinin delaleti. Madende yangın sürüyorsa bunun nedeni ATİM’in yanlış barajlaması. Maden Mühendisleri odası da bunu tespit etti. Madene su basılmasını kabul etmeyeceğimizi biliyorlar. Böylece ATIM madene girilmeme noktasında sorumluluğu üstünden atmak istiyor. Su basılırsa da delilleri kaybolacak.”
CİHAZLAR UYGULAMA İÇİN MAHKEMEYE GETİRİLDİ
Sanıkların talebi üzerine TTK eğitim maskesi, gaz maskesi ve drager cihazını uygulamalı göstermek üzere duruşmaya getiridi. ATİM görevlisi, getirdiği acil durum maskesini duruşmada açmaya çalıştı ancak maskeyi bir dakika boyunca açamadı. Mahkeme Başkanı da “epey zorlandı” dedi.
Sanıkların tahliye talebini reddeden Mahkeme, ”dosyanın varsa tevsi tahkikat, yoksa esas hakkında mütalaa için savcılığa gönderilmesine” karar verdi ve bir sonraki duruşmayı 13 Aralık’a erteledi.