Ülkemizde PKK terörü sonucu 9 bin güvenlik görevlisi şehit edildi. 5 bini aşkın vatandaşımız öldürüldü. Aynı dönemde 47 bin civarında bölücü terör örgütü mensubu da etkisiz hale getirildi. Örgüt, fırsat buldukça eylemlerini sürdürüyor.
Geçmişte güvenlik nedeniyle çok sayıda köy boşaltıldı, insanlar her şeyini bırakıp göç etmek zorunda kaldı. Ama göçe tabi tutulan vatandaşı kaderine terk edemezsiniz. Teröristlere götürülüyor diye “Gıda ambargosu” uygulanıyordu. Köy, mezra isimleri değiştirildi. Bu ve benzeri sorunlar bölgede vatandaşların devlete karşı olan güvenini sarstı. Günümüzde de bu sorun devam ediyor.
TERÖR ÖRGÜTÜ NE YAPIYORDU?
Gürsel Erol, Tunceli, şimdi de Elazığ Milletvekili. Erol, sormadan bölücü terör örgütünün ne yaptığını anlatmaya başladı:
“Vallahi ne çocuk, ne kadın, ne yaşlı, ne de genç dinlediler. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi katlettikleri de bir gerçek. Bunlar uluslararası gizli servislerin de uşağı. Bakın, 40 yıllık terörle mücadelemizde bizim teröre harcadığımız para kamu bütçesinden 1.5 trilyon dolar. Özel sektör iş kaybını da koyduğunuz zaman 2 trilyon dolar bu ülkenin yalnızca parasal olarak ekonomik zararı var. Bu paranın yatırıma, istihdama, kalkınmaya dönüştüğünü düşünün; Türkiye bugün ne noktada olurdu? Bunları TBMM’de de dile getirdim.
ORTAK KİMLİĞİMİZ
Bizim farklılıklarımız siyaseten de, inançsal da, kimlik, etnik yapı olarak da olabilir. Ben Tunceli kökenliyim ve Alevi bir aileden geliyorum. Biz Türk olabiliriz, Sünni olabiliriz, Kürt olabiliriz, Zaza olabiliriz, Çerkez, Gürcü, Yörük olabiliriz.
Hepimizin soyu sopu, kendi onurumuz, şerefimiz… Ama hepimizin ortak tek bir kimliğimiz var: Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmak. Bu ülkenin yurttaşı olmak hepimizin ortak kimliğidir. Bu devlet de bu ülkede yaşayan her yurttaşımızın eşit yurttaşlık hakkını anayasal güvence altına almak zorunda.”
TÜRKİYE İÇİN BİR FIRSAT
Yeni bir süreç tartışılırken Gürsel Erol da, bunun Türkiye için bir fırsat olacağı görüşünde: “Ama bunu terör örgütlerine verilen bir taviz olarak değil de bölge insanlarının gerçek taleplerinin karşılanarak eşit yurttaşlık hakkıyla geçmişten gelen bütün mağduriyetler de çözüldüğü bir sürecin tamamlanması ve yürütülmesi gerektiği düşüncesindeyim. Bu ülkenin insanı huzur, güven istiyor.”
CHP Milletvekili Gürsel Erol, genel başkan Özgür Özel’le katıldığı Diyarbakır gezisi izlenimlerini, uçakta SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’e anlattı. “Vatanımızın bölünmez bütünlüğünden asla taviz vermemeliyiz” dedi.
Gürsel Erol, 2015 seçimlerinde Tunceli’den milletvekili adayıydı. O günleri şöyle anlattı:
“Güvenlik nedeniyle her yere gidemiyordum. O bölgede, kimin yaptığı belli olmayan birçok olaylar da yaşandı. Faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar, devlet adına görev yapan yöneticilerin kişisel inisiyatifiyle işledikleri insanlık suçu da var. Eğer biz, gerçekten bugün yeni bir sürece katkı vereceksek, o günlerden bugünlere gelen bütün süreci iyi analiz etmeliyiz. İyi değerlendirmelerle geleceğe yönelik yeni bir kurgunun oluşması lazım.”
BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜMÜZ
“Bu konu hep konuşuluyor ama Doğu’da, Güneydoğu’da sorunu yalnızca terör meselesi olarak değerlendirmek de tek başına yeterli değil. Bölgenin kalkınmaya, yeni istihdam alanlarının yaratılmasına, tarım politikalarının geliştirilmesine, turizm potansiyelinin ortaya çıkarılmasına da ihtiyacı var” diyen Erol şöyle devam etti: “Bu değerleri de düşünerek bölgede yeni bir kalkınma hamlesiyle siyasi, ideolojik, etnik kimliğe dayalı değil 85 milyon yurttaşımızın eşit yurttaşlık hakkı temelinde herkesin geçmişe yönelik hakkını hukukunu da arayarak ama bu ülkenin değerlerinden asla taviz vermeyerek, ne devletimizin varlığından ne vatanımızın bölünmez bütünlüğünden, ne de milletimizin birliğinden, beraberliğinden taviz vermeyerek, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığını herkesle kabullenerek bu sorun çözülmelidir.”
Hatay’ın kardeşlik fotoğrafı
Birliğimiz için dua ettiler: İskenderun Ortodoks Kilisesi Papazı Nikola Papasoğlu ile Ermeni Kilisesi Papazı Avedis Tabaşyan, gazeteci Şehmus Aslan’la (Ortada) ülkemizin birliği için dua etti.
İskenderun Söz Gazetesi sahibi ve köşe yazarı Şehmus Aslan’ın yazısının başlığı “Hatay’ın kardeşlik fotoğrafı bu” idi. O yazıda arka fonda bayrağımız ve Atatürk vardı.
Deprem olduğu günden bu yana “Asla Hatay’ı terk etmeyeceğim” diyen Aslan, yazısının bir bölümünde şunları aktarıyor:
“İskenderun’da birlikte büyüdüğümüz, oyunlar oynadığımız, aynı sıralarda okuduğumuz, kapı komşularımız. Biz ayinlerine katıldık, onlar dualarımıza eşlik etti. Aynı Tanrı’da buluştuk. Din, dil, ırk, mezhep, köken farkını hiç bilmeden!
Can kardeşlerim İskenderun Ortodoks Kilisesi Papazı Nikola Papasoğlu ve İskenderun Karasun Manuk Ermeni Kilisesi Papazı Avedis Tabaşyan’ın Söz Gazetesi ziyaretinde ettiği dualar Türkiye’nin birlik-beraberliği ve dünya barışı içindi.
Ankara’da TUSAŞ’a düzenlenen terör saldırısını konuşurken duyguluydular misafirlerimiz. Terörü lanetledik. Şehitlerimize de dua okuduk. Hoşgörünün hep hâkim olduğu kardeşlik şarkılarını, sonsuza dek barış havasında söyleyebilmeyi diledik sohbetimizde. Ziyaretin anısına fotoğraf da çektirdik. Hatay’ın kardeşlik fotoğrafıdır bu.”