Kızıldeniz’de ticari gemilerin karşı karşıya kaldığı güvenlik sorunu şirketlerin sigorta alanında risklerinin artmasına neden oluyor.
Yemen’de Husilerin son dönemde dünya ticaret akışının önemli bir bölümünün gerçekleştiği Kızıldeniz’de İsrailli gemilere saldırması bölgedeki ithalat ve ihracatı ciddi şekilde sınırlıyor.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) şubatta yayımladığı değerlendirmeye göre, birçok gemi artık kanaldan kaçınarak rotalarını Babu’l Mendeb Boğazı’ndan Ümit Burnu’na çeviriyor ve daha uzun bir rotayı tercih ediyor.
Değerlendirmede, 2024 Ocak’ta Süveyş Kanalı’ndan geçen gemi sayısının yüzde 42 düştüğü belirtiliyor.
Şirketlerin Kızıldeniz’deki riskten kaçınmak için gemilerini Ümit Burnu’na yönlendirmesi gecikmelerin yanı sıra yakıt ve operasyon maliyetlerini artırıyor.
Bu durum şirketlerin sigorta alanında risklerinin büyük ölçüde artmasına da neden oluyor.
‘PRİMLER 7-10 KAT ARTTI’
Türkiye Sigorta Birliğinden (TSB) konuya ilişkin yapılan açıklamada, küresel deniz ticaretinin yaklaşık yüzde 15’inin geçiş güzergahı olan Kızıldeniz’de, korsanlık, terörizm veya savaş gibi olaylar nedeniyle güvenlik endişelerinin arttığı bildirildi.
Açıklamada, dalgalı navlun piyasaları ve kesintiye uğrayan teslimatların küresel deniz taşımacılığını baskı altına soktuğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Güvenlik endişelerinin artması öncelikle sigortalılar açısından daha yüksek prim anlamına geliyor. Gemilerin yüksek riskli olarak addedildiği bu bölgelerden geçerken sigortacılarını bilgilendirmeleri gerekiyor ve genellikle 7 günlük ek teminat almak için ek prim ödemek zorunda kalıyor. Nitekim Kızıldeniz’de deniz hatlarına yapılan saldırılar neticesinde, savaş riski primlerinin gemi değerinin yaklaşık yüzde 0,1’i seviyelerinden yüzde 0,7-1’e çıktığı görülüyor.
Bununla birlikte, primler 7-10 kat artmakla kalmamış, aynı zamanda savaş riski tekliflerinin süreleri de önemli ölçüde kısalmıştır. Daha önce uygulanmakta olan 7 günlük teminat süresi 24 saate kadar düşmüştür. Söz konusu uygulamalar on binlerce dolarlık ek maliyet getirmekte ve güvenlik endişelerinin sigorta primlerine etkisini gözler önüne sermektedir.”
Açıklamada, yakın zamanda uluslararası birçok sigorta şirketinin bu bölge için savaş riski teminatlarını durduklarını bildirdiği, bu durumun bölgeden daha az geminin geçiş yapmasına yol açarak piyasayı daha da sıkıntıya soktuğunu ve primleri yükselttiği vurgulandı.
‘ALINABİLECEK ÇOK AZ ÖNLEM VAR’
Bir ticaret gemisinin silahlara karşı kendisini korumak için alabileceği çok az önlem bulunduğu, özellikle yüksek risk altındaki gemiler için rota değişikliği yaparak bölgeden uzaklaşmanın en güvenli yol olarak görüldüğü ifade edilen açıklamada, “Ancak rota değişikliği her olayın kendi şartlarına göre ve birçok faktör göz önünde bulundurularak alınması gereken bir karardır. Donatanlar, saldırı ve riskler artarken Kızıldeniz’den kaçınmak için farklı rotaları takip etmek isteseler de neticede sefer planlarının ticari olarak uygulanabilir olup olmadığına çarterparti, konişmento veya diğer sözleşme şartlarına bağlı olarak karar verilecektir.” değerlendirmelerine yer verildi.
Açıklamada, yine de Kızıldeniz’den geçmeyi tercih eden ya da geçmek zorunda olan gemilerin dikkat edebileceği bazı hususlar bulunduğuna işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
“Öncelikle resmi makamların tavsiyelerinin, uyarılarının ve güncellemelerinin sıkı bir şekilde takip edilmesi gerekir. Örneğin, gemiler tarafından atılabilecek güvenlik adımlarına ilişkin olarak, ABD donanmasından gece seyahati ve AIS’in kapatılması konusunda bazı tavsiyeler gelmiştir. Ayrıca Kızıldeniz, Aden Körfezi, Hint Okyanusu ve Arap Denizi’nde Deniz Haydutluğunu Caydırmak ve Deniz Güvenliğini Artırmak için En İyi Yönetim Uygulamaları (BMP5) gibi uluslararası otoritelerce yayınlanan rehberler izlenmeli ve uygulanmalıdır.
BMP5 sigortacıların koşulları, tatbikatlar, nöbet listeleri, komuta zinciri, karar alma süreçleri, özel sözleşmeli silahlı güvenlik personelinin görevlendirilmesi, tehdit anında güvenli toplanma noktaları ve fribord, hız, genel düzenleme dahil olmak üzere geminin özellikleri, zayıflıkları ve doğal kabiliyetleri gibi birçok konuya temas etmektedir. Böylece sefer planlamaları, saldırıların tespitleri ve alınabilecek önlemler konusunda yol göstermektedir. Kızıldeniz üzerinden sefer planlayan gemiler, belirtilen hususları dikkate alarak gemiye ve sefere özgü risk değerlendirmesi yapacaktır. Mürettebatın güvenlik prosedürleri ve acil durum müdahale protokolleri konusunda yeterince eğitimli olmasını sağlamak risk yönetimi için çok önemli.”
ROTA DEĞİŞİKLİĞİ MALİYETLERİ ARTIRIYOR
TSB açıklamasında, yüksek prim ödememek için alternatif rotaların tercih edilmesinin de hemen hemen aynı oranda maliyet getirdiği belirtilerek, güvenlik endişelerinin bulunduğu bölgelerden kaçınmak için daha güvenli ancak daha uzun rotaların seçilmesinin, yakıt tüketiminin ve yolculuk süresinin artmasına neden olduğunu aktarıldı.
Kızıldeniz’deki güvenlik riskinin artık bir kriz noktasına ulaştığı vurgulanan açıklamada, “Bazı gemi sahipleri ve kiracılar orta vadeli bir strateji olarak Ümit Burnu üzerinden geçmeyi tercih ederken, diğerleri Husilerin İsrail, Birleşik Krallık ve Amerika ile bağlantıları olan gemileri hedef aldığına dair açıklamasına güvenerek Kızıldeniz’de seyretmeye devam ediyor. Riskleri dağıtmak ve Kızıldeniz’e bağımlılığı azaltmak için alternatif pazarlar ve bölgeler aramak da bir seçenek olarak görülmelidir.” ifadeleri kullanıldı.