reklam
reklam
DOLAR34,9473% 0.15
EURO36,7111% 0.24
STERLIN44,1193% -0.31
FRANG39,1439% 0.07
ALTIN2.989,48% -0,56
BITCOIN100.540,87-1.198
reklam

Türkiye Vilayeti’nin son talimatı: Kim eylem yapabiliyorsa yapsın

Operasyonlar, IŞİD’in gücünü kırdı. Takip ediliyorlar, yakalanıyorlar, eylem yapacak kişi bulamıyorlardı. Peki o noktada ne yaptılar?

Yayınlanma Tarihi : Google News
Türkiye Vilayeti’nin son talimatı: Kim eylem yapabiliyorsa yapsın
reklam

IŞİD içinde Türklerin kurduğu bölükten dünkü bölümde bahsetmiştik. Bu bölük, savaşmak için değildi. Fursan Hilafe adı verilen yapılanma, öncelikle silahlı olmak üzere intihar saldırılarını yapacak militanların eğitiminden sorumluydu. Bu bölüğün başındaki isim yine Gaziantep Grubu’ndan olan Muhammed Cengiz Dayan’dı.

Bölük, Türkiye’de aralarında 10 Ekim Saldırısı’nın da olduğu birçok eylemi organize etti. 2018’de, Türkiye’de IŞİD’e katılma tartışmalarını başlatan Abdullah Külgecioğlu, bu bölüğün komutanlarındandı.

Hatta Külgecioğlu, kendi oğlunu da bu bölüğe dahil etmiş, Türkiye’ye dönen oğlu mahkemedeki ifadesinde, bölükte 100 kişinin 20’sinin Türk olduğunu söylemişti. Dahası, bu bölükte silah ve mühimmat eğitimini veren kişilerin de Gaziantepli olduğunu belirtti.

KİLİSE SALDIRISI

Türkiye’deki son saldırısını 2017’de yapan IŞİD, yedi yıl sonra, 23 Ocak 2024’te yeniden ortaya çıktı. İki yabancı uyruklu terörist, Sarıyer’de bulunan kiliseye ayin sırasında saldırı düzenledi. IŞİD, merkez medya organından yaptığı açıklamada saldırıyı kendilerine bağlı Türkiye Vilayeti tarafından yapıldığını duyurdu.

‘Türkiye Vilayeti’ isminin, 2019’da Bağdadi’nin elindeki not ve Kasım Güler’in itirafları dışında ilk kez örgüt tarafından ilan edilmesi dikkat çekiciydi. Kasım Güler, Türkiye’nin birçok noktasına silah gömdüklerini itiraf ederken, bunların arasında ağır makineli, otomatik, roketatar gibi teçhizatların olduğunu belirtiyordu. Fakat iki saldırgan kiliseye, kuru sıkıdan bozma silahla saldırmayı tercih etti.

Dahası dava dosyalarından ulaştığımız örgüt içi gizli mesajlaşmalarda, 2019-2020 arasında örgütün birden fazla saldırı için Türkiye’deki gruplardan ‘insan’ desteği istediği fakat bu isteklerinin karşılanmadığı anlaşılıyor.

Türkiye’den IŞİD’e ilk örgütlü katılımların gerçekleştiği yıllarda Konya Meram’da yapılan toplantıya katılanlardan bahsetmiştik. Ulaştığımız gizli yazışmalarda Kasım Güler’in Suriye’de örgüt yönetiminde olduğu yıllarda, Türkiye’de saldırı yapmak için eleman arayışında olduğu anlaşılıyor.

“TEHDİT EDİLİYORUZ”

Türkiye Vilayeti, bu saldırı için Konya’daki Bilal Özbuğday’ın Takva Mescidi’yle iletişime geçti. Türkiye’de bulunan ve mescitlerde yaptıkları sohbetlerle örgüte eleman sağlayan Habip Yıldırım, Türkiye Vilayeti tarafından eylem talimatını gerçekleştirememe nedenlerini anlatan gizli bir rapor yazdı. Bu raporda dört kişinin imzasının bulunması dikkat çekici bir detay. Çünkü burada Türkiye Vilayeti dışında Konya’da bulunan Takva Mescidi’nin de yönetim kadrolarının olduğu anlaşılıyor.

Söz konusu rapor, ‘eylem yapacak kişi’, ‘barınma ve hazırlık için yer’ ve ‘istihbari bilgi toplama’ konularından bahsederken örgütün güvenlik güçleri tarafından güçsüzleştirildiğini ortaya koyuyor.

Örgüt Kasım Güler’in başında olduğu 2019’un ilk ayları saldırı yapacakları insanlar bulmakta zorlanırken, ‘davetçiler’ vasıtasıyla kendileriyle irtibatlandırılan, tanışıklıkları olmayan kişilerle iletişim kurmak zorunda kalıyor.

Örgütün 2019 yılı itibariyle eleman ve lojistik destekte çözümsüz kaldığını, yöneticilerin savcılıktaki şu ifadesinden daha net anlayabiliyoruz: “IŞİD’in merkezinden şifreli bir program üzerinden bir mesaj gönderilerek benden LGBTİ’lilere yönelik silahlı eylem yapmam istendi. Ben bu risalenin orijinalini bizimle iletişim halinde olan ve Türkiye’de bulunan 15-20 kişiye ‘Kim eylem yapabiliyorsa yapsın’ şeklinde gönderdim. Merkeze Türkiye’de eylem yapacak gücümüz olmadığını da bildirdim, bu nedenle görevimden alındım.”

Türkiye Vilayeti yönetimine önce Şamlı Ebu Ahmet Şami getirildi, fakat Şamlı hava saldırılarından Afrin’e kaçınca yerini Şahap Variş aldı. Tam bu aşamada, örgütle Gaziantep’te tanışan, Antalya’da yaşayan bir kişi, “LGBTİ’lere saldırırım ama silahı siz sağlayın” diye dönüş yaptı.

Bu aşamada, örgütün Türkiye’ye gömdüğü silahlar devreye girdi. Örgüt silahı Antalyalı kişiye ulaştırdı fakat saldırgan, İstanbul’da kaldığı otelde yakalandı.

Önce Türkiye’deki mescitlerin “Baskı altındayız, saldırı yapamayız” raporu, sonra IŞİD merkezinin eylem için ısrarı, örgütün artık tanımadığı kişilere bile silah ulaştırarak beklentiye girmesine neden oldu.

Öyle ki Kasım Güler, LGBTİ’ye yönelik eylem yapacak kişinin yakalanmasının Türkiye Vilayeti’nin yöneticileri için son nokta olduğunu anlatıyor. İfadesine göre 2021’in Mart ayında Vilayet Valisi Şahap Tariş, yardımcısı Ali Bora, Türkiye’ye dönmeye çalışıyorlar.

Güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonlar, örgütün yönetici kadrolarının idlib ve Türkiye hattına geri çekilmesine neden oldu. Bu geri çekilme, iletişim kesintisini doğururken Türk kökenli savaşçılar, örgütte yükselmeye başladı.

Türkiye Vilayeti’nin mensubu Mustafa Dokumacı için yeni bir büro kurulması emri verildi. Bu büro, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan ve 3-4 Avrupa ülkesini kapsayacaktı. Büronun, eylem, lojistik, maddi destek konularında söz hakkı olacaktı. Dokumacı, bu pozisyonla IŞİD terör örgütünde en yüksek rütbeye ulaşan Türk oldu. Buraya ayrıca Kasım Güler’in Veziristan ve İslami Cihat Birliği’nde tanıştığı, Suriye’deki bölüğünde bulunan Türki Cumhuriyeti vatandaşlarını da eklemek mümkün.

Kilise saldırganlarının birinin Rusya, diğerinin Tacikistan uyruklu oldukları ve eylemi Türkiye Vilayeti’nin üstlenmesi detayları birleşince, Dokumacı’nın atandığı konumun Türkiye’de saldırı gücü aradığı söylenebilir.

YABANCI TOPLULUKLAR

Özellikle IŞİD’e yönelik operasyonların yoğunlaştığı Sakarya, İstanbul, Samsun, Gaziantep, İzmir ve Samsun’a bakınca irtibatlı kişilerin büyük kısmını yabancıların oluşturduğunu söyleyebiliriz. Araştırmacı-gazeteci Doğu Eroğlu bu durumu “IŞİD’in Türkiye’deki geleceğini yabancı topluluklar şekillendirecek” diyerek tanımlıyor.

Peki neden? Eroğlu anlatmayı sürdürüyor: “Liderliği neredeyse buharlaşmış ve dünyanın farklı birkaç coğrafyasındaki nüfuz adacıklarını koruyabilmek dışında somut kazanımı kalmamış örgütün politik çıkarları için Türkiye’deki hayatlarını zorlaştırmak istemeyen yerli Selefi topluluklar ile IŞİD arasındaki mesafenin oldukça açıldığı söylenebilir. Ancak aynısını Türkiye’de yaşamını sürdüren yabancı Selefi topluluklar için söylemek mümkün değil. Güvenlik birimleri çok uzun zamandır güncel IŞİD faaliyetlerini Samsun, Bursa, Sakarya ve İstanbul’da yoğunlaşan yabancı toplulukları arasında arıyor. Ancak göçe ilişkin üst politikalar yüzünden bu çabalar da giderek güçleşiyor.”

Söz konusu IŞİD’in Türkiye Vilayeti, 2024’teki kilise saldırısı ve Kasım Güler olunca, ulaştığımız bazı iddianamelerden detayları da hatırlamakta yarar var. Öyle ki 2017’ye girdiğimiz ilk saatlerde Türkiye’nin en popüler eğlence mekânlarından Reina’ya düzenlenen saldırıda 39 kişi hayatını kaybetti. Özbekistanlı saldırgan Abdulkadir Masharipov, olay yerinden kaçtı. 17 Ocak’ta yakalandı. Peki kimdi bu ‘profesyonel saldırgan’?

Özbekistan İslami Hareketi’ne, daha sonra ise İslami Cihad İttihadı grubuna katılmış, burada dini, siyasi ve silahlı eğitim almış, Pakistan devleti sınırları yakınında Pakistan askerlerine karşı yapılan terör saldırı ve çatışmalara katılmıştı. 2014 yılında Afganistan Veziristan bölgesinde IŞİD’e biat etti.

2014 yılının son aylarında eşi ile birlikte İran’dan Suriye’deki çatışma bölgelerine geçebilmek için 1 yıl kadar bekledi. 2016’da Afgan, Uygur ve Çeçen bir grupla Van’a geldi. Ardından Konya ve Kayseri’de örgütün ayarladığı evlerde kalan Masharipov, İstanbul’da eylem talimatını bekledi.

Buradaki detaylar, Masharipov’un Kasım Güler’in Veziristan’daki örgütünde savaşmış olması, Kasım Güler’in memleketi Van’a geçip, Türkiye Vilayeti’nin en güçlü ilişkilerinin olduğu illerden olan Konya’da kalmış olması… Dahası, Kasım Güler, bu saldırıda kullanılan silahın Türkiye Vilayeti tarafından sağlandığını anlattı.

T akvimi 28 Haziran 2016’ya çevirdiğimizde, Atatürk Havalimanı’na IŞİD üyesi Rakim Bulgarov, Vadim Osmanov tarafından saldırı düzenlendi. Saldırıda 48 kişi öldü.

Soruşturmadaki çarpıcı detay ise saldırıdan 7 yıl sonra ortaya çıkacaktı. 23 Mayıs 2023’te Emniyet güçleri, Takva Mescidi’ne operasyon düzenledi. Operasyonda örgütün Marmara sorumlusu olduğu iddiasıyla gözaltına alınanlardan biri o raporda imzası bulunan Ramazan Özbuğday’dı.

Diğeri ise Özbuğday’ın İstanbul Valisi olarak atadığı Selman Salış’tı… Selman Salış, aynı zamanda Atatürk Havalimanı’na düzenlenen saldırıda militanlara yol gösteren Rıza Coşkun’un ortağıydı…

Kasım Güler’in anlattıkları, örgütün mesajları ve iddianameler örgütün güç kaybettiğini gösteriyor olabilir. Fakat bu noktada, IŞİD komutanlarından İlyas Aydın’ın «İslam Devleti›nin Irak ve Suriye›de kayıtlı 120 bin askeri vardı. İşlerin kötü gittiğini görenler ya da anlaşmazlığa girenler kaçtı. Belki 10 bini gitti. 10 bini de öldü. Hadi diyelim yarısı öldü. 7 bini Rojava’da. Nerede olduğu belirsiz 20-30 binin üzerinde adam var” cümlesini dikkate almakta da yarar var. Çünkü ona göre, bu savaşçılar dünyanın birçok yanına yayıldı…

reklam